Merkez Efendi

Merkez Efendi

İnsanlara vâaz ve nasîhat verirken gözlerini kapayarak anlatırdı. Fakat orada olanları kalp gözü ile her zaman görür ve olup biteni duyardı. Asıl adı Musa olup Merkez Muslihiddin lakabı ile tanınmıştır. 1463 yılında Denizli’nin Buldan ilçesine bağlı Sarımahmudlu köyünde doğmuştur.

Biyografi

Kısa Bir Anekdot

Merkez Efendi Balıkesir’e gittiğinde, bir Cumâ günü namazdan sonra kürsüye çıkıp vâaz verdi. Halk, Merkez Efendi’yi tanımadıkları için pek iltifât etmediler. Vâazı dinlemeyip teker teker câmiden çıkarak gittiler. Ve birbirlerine; “Halvetî yolunun büyüklerindenmiş.” diyorlardı. Herkes çıktıktan sonra müezzin efendi elinde kapının anahtarı olduğu hâlde kürsünün yanına varıp gözü kapalı olarak konuşan Merkez Efendi’ye; “Hoca efendi! Giderken câmiyi açık bırakma. Anahtarları buraya bırakıyorum. Çıkarken kilitlemeyi unutma!” dedi. Merkez Efendi gözünü açmadan; “Müezzin efendi, sen de işine gidebilirsin. Bizim sohbetimizi siz dinlemiyorsunuz, fakat melâike-i kirâm dinlemektedirler.” buyurdu ve vâazına devâm etti. Biraz sonra câmiden gidenlerin hepsi geriye döndüler. O kadar çok insan toplandı ki, cemâati câmi almaz oldu.

Yaşamı

Tefsir, hadis, fıkıh ve tıp ilminde yetişmiştir. Medrese tahsili sırasında tekkelere giderek oradaki alimlerin sohbetlerine katılarak feyz ve bereketlere kavuşmuştur. Sünbül Sinan dergahında çalışmalarda bulunan Merkez Efendi, bu büyük evliyadan dersler alarak hizmet etmiştir. Sünbül Efendi’nin sohbetleri ile yetişip evliyalık makamına yükselmiştir. Bilgisi, tecrübesi, terbiyesi ve kişiliği ile gönüllerde taht kuran Merkez Efendi 1526 yılında Manisa’da kurulan Darüşşifa’nın başına geçirilmiş, şifalı bitkiler konusunda yaptığı araştırmalarla pek çok hastalık ve rahatsızlıkta uzmanlığından yararlanılmıştır. O dönemde Manisa Valisi Şehzade Mustafa’ya Kanuni Sultan Süleyman tarafından gönderilen mektupla Hafsa Sultan’ın yakalandığı amansız hastalık için şifaya vesile olacak ilaç talep edildiğinde Merkez Efendi 41 değişik baharattan ürettiği macunu saraya göndermiştir. Hafsa  Sultan’ın şifaya kavuşması üzerine de Merkez Efendi ve ürettiği mesir macununun ünü tüm ülkeye yayılmıştır. Merkez Efendi ile Kanuni Sultan Süleyman arasında Manisa’da başlayan yakınlık İstanbul’da da devam etmiş, padişah 1537’de Korfu seferine çıkarken Merkez Efendi’yi ordu şeyhi olarak atamıştır. Kanuni Sultan Süleyman’ın ondan bahsederken “Bizim Merkez” dediği rivayet edilir. 

Vefatı 1551

Merkez Efendi’nin ömrü hep ibâdet etmekle, insanlara hakkı, doğruyu anlatmakla, ehl-i sünnet îtikâdını yaymakla, hayr ve hasenât yapmakta halka ön ayak olmakla, fakir ve zayıfları himâye etmekle geçti. 1551 (H.959) senesi Rebî’ul-âhir ayının on yedisine rastlayan Perşembe günü, talebelerine son vasiyetini yaptıktan sonra kelime-i şehâdet getirerek vefât etti.